337. sene-i devriyesinde 1683 II. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması , teslim almak arzusuyla 61 gün boyunca Viyana‘yı kuşatan Osmanlı Ordusu‘nun müttefik orduları karşısında 12 Eylül 1683 tarihinde yenilgisiyle sonuçlanan, gerek Viyana tarihinde gerekse de Avusturya tarihinde bir dönüm noktası olması sebebiyle insanların zihinlerinde önemli bir yer teşkil eden ve sonuçları itibarıyla ise üzerinden asırlar geçmesine rağmen Avusturya‘da hâlâ günlük politikaya malzeme edilen tarihi bir hadisedir.

Bu yazıda; 2. Viyana Kuşatması sebepleriİkinci Viyana Kuşatması Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 12 Eylül 1683 tarihinde Kahlenberg‘ten yapılan saldırıyla şekillenen II. Viyana Kuşatması sonuçları, II. Viyana Kuşatması ve kahvenin hikayesi2. Viyana Kuşatması esnasında Viyana Kalesi‘ne yapılan Osmanlı lağımcı saldırıları ve Viyana Kuşatması filmi üzerine bilgilerin yanı sıra, Viyana Kuşatması hangi padişah zamanında yapıldı?2. viyana kuşatması neden başarısız oldu?, Kutsal İttifak nedir?, Osmanlı Viyana’da neden kaybetti? ve Osmanlı Viyana’yı alsaydı ne olurdu? vb. sorulara cevap bulmaya çalışacağız.

II. Viyana Kuşatması

Görsel: © Muratcan Gümüş, Kasım 2018. Ay-Yıldız: © Ali Çiçek.

2. Viyana Kuşatması, sebepleri bir yana, sonuçlarından kaynaklanabilen bir düşünce yapısının bazı etkilerini günlük yaşamlarında hissedebilmelerinin mümkün olabilmesi nedeniyle özelllikle de Avusturyalı Türkler tarafından iyi idrak edilmesi gereken bir olaydır.

Bu nedenle II. Viyana Kuşatması‘nın sene-i devriyesi olan 12.09.20 tarihinde paylaştığım ve Türk Tarih Kurumu tarafından basılan Cevat Üstün imzalı 1683 Viyana Seferi başlıklı kitap [1], Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun (TRT) hazırlamış olduğu ve aralarında İlber Ortaylı‘nın da bulunduğu akademisyenlerle yapılan söyleşilerden oluşan belgesel [2] ve Avusturya Bilimler Akademisi’nin bir projesi olan Türk Hafızası (=Türkengedächtnis) isimli bilimsel bir projenin internet sayfasından [4] faydalanarak hazırladığım yazıyı, arşivimden fotoğraflarla tamamlamaya çalıştım.

 

 II. Viyana Kuşatması 

 

İçerik

Osmanlı Viyana‘yı ele geçirmek için bu şehre iki sefer düzenlenmişti:

  • 1529 I. Viyana Kuşatması
Viyana'da Türk İzleri

Bir binanın duvarında sergilenen I. Viyana Kuşatması ‘ndan kalma Türk gülleleri. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Augustinstuben, Ekim 2018.

  • 1683 II. Viyana Kuşatması
Viyana'da Türk İzleri

Bir binanın cephesinde asılı 1683 II. Viyana Kuşatması’ndan kalma Türk güllesi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Am Hof, Ekim 2018.

Bu yazımızda Türklerin tarihte kurmuş oldukları bir imparatorluk olan Osmanlı için çok daha mühim sonuçları olan 1683 II. Viyana Kuşatması‘nı ele alacağız.

 

2. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması nedenleri ve sonuçları

II. Viyana Kuşatması nedenleri [1]

Avusturya, mukaddes Roma-Cermen İmparatorluğunun bir parçası ve bu imparatorluğun başı idi.

II. Viyana Kuşatması

At sırtında İmparator I. Leopold. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Askeri Tarih Müzesi, Aralık 2017.

Avusturya İmparatoru I. Leopold, tahta geçtiği günden beri Macarların istiklâlini ellerinden almak niyetindeydi. Avusturya‘nın siyasal faydası bakımından Katolikliği yayma adına Protestan Macaristan’a sayısız cezvit papazı göndermişti. Birçok hakları ellerinden alınan Macarlar, tek çareyi şiddete şiddetle karşı koymakta buldular.

1670 yılına gelindiğinde Macar milliyetçiler imparatora başkaldırdılar. İmparator I. Leopold Protestanlığı memleketten tamamen uzaklaştırmak için bunu bir fırsat bildi ve isyana ön ayak olanlar yakalanılarak Wiener Neustadt’ta idam edildiler. Protestan papazlar ülkeden çıkartıldılar.

Viyana Kuşatması

Yukarı Belvedere Sarayı sanat koleksiyonları bünyesinde bulunan Barok dönemi portresinin altına “Imre Graf Tökölyi?” notu düşülmüş. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Temmuz 2020

1678’de başlarında, babasını Avusturyalıların öldürmüş oldukları genç bir Macar, Kont Emeric Tököly (=Emmerich Thököly) bulunan isyancılar ayaklandılar. Bunlar bir taraftan Fransa Kralı Louis XIV. ve diğer taraftan da Leh Kralı Jan III. Sobieski tarafından desteklenmekteydiler.

II. Viyana Kuşatması

1679 Veba salgını anısına yapılan ve Graben Caddesi’nde bulunan Veba Anıtı. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Aralık 2017.

1679’da baş gösteren Veba salgını nedeniyle İmparator I. Leopold şehirden çıkmış ve vebanın önünde şehirden şehire kaçmaktaydı. Yüksek rütbeli subaylar da hastalık nedeniyle bir yolunu bulup kendilerini görevlerinden geri çağırtınca, ayaklanmalara karşı askeri önlemler alınamıştı.

Durum nedeniyle bazı haklarını geri vererek onları yatıştırmak isteyen I. Leopold, Macarları Ödenburg’ta toplanmaya çağırdı. Tököly şahsi emniyeti nedeniyle gelmekten çekindi ve isyancıların isteklerini belirten bir muhtıra yollamakla yetindi. Sekiz ay süren görüşmelerden Macarlara bazı haklarının geri verilmesi yönünde karar çıksa da, Tököly yapılan teklifleri az bularak tekrar silaha sarıldı. Osmanlı’dan yardım istedi.

Viyana Kuşatması

Osmanlı döneminde Budin, 1684. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Gül Baba Türbesi’nin müzesi, Buda, Ağustos 2020.

Tököly, Vali İbrahim Paşa ile görüşme yapmak üzere Budin’e geldi. Temmuz 1682’de 14 maddeden oluşan antlaşma sağlandı. Bu maddelerden bazıları; düşman saldırılarında Macaristan’ın Osmanlı tarafından korunacağı, Tölköly’nün ölümünden sonra Macar ulusunun başına halkın seçeceği ama Osmanlı’nın uygun gördüğü birinin olacağı yönündeydi.

Tököly, kurultay toplayarak Macaristan’daki Katolik papazların 24 saat içerisinde kiliseleri boşaltmalarını emrederek, İmparatora ait mallara el koydu ve kendi adına para bastırdı.

İmparator I. Leopold’ün gönderdiği elçi, Vasfar Barışı‘nın yenilenmesi sebebiyle Osmanlı heyetiyle görüşmeler yürüttü. Osmanlı, Avusturya‘dan her yıl vergi vermesini ve bazı toprakların Tököly’ye bırakılmasını, Leopoldstadt ve Graz kalelerinin yıkılmasını isteyince ve diğer görüşmelerden de istenen sonuç çıkmayınca, Avusturya elçisi Kont Caprara, İmparatora gönderdiği mektubunda; “barış umutlarının ortadan kalktığını ve Türklere karşı Hristiyanlığı korumak için kılıca sarılmaktan başka yapacak bir şey kalmadığını” yazmıştı.

 

II. Viyana Kuşatması – İttifaklar [1]

Avusturya askeri bakımdan Osmanlı ile savaşa hazır değildi ve bunun için diğer devletlerle ittifak yapmak zorundaydı. Görüşmeler sonunda Bavyera 11.000, Saksonya 11.400 askerlik birer ordu göndermeyi kabul ettiler. İsviçre kendi topraklarında asker toplanmasını kabul etti. Hollanda’dan büyük bir yardım elde edilmese de, Tuna Nehri‘nde kullanılması için küçük bir donanmanın ülkede yapılmasına müsaade etti. Venedik senatosu topraklarında asker toplanmasını ve Osmanlı’ya karşı bir donanma hazırlayacağını bildirse de, temkinli davranarak bu vaatlerini ancak Osmanlı’nın yenilgisi üzerine 1684’te yerine getirmeye başladı.

II. Viyana Kuşatması

Prens Eugen’in I. Viyana’da bulunan kışlık sarayında Papa İnnocent XI.’in büstü. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Eylül 2017.

Papa İnnocent XI. 1.500.000 Gulden gönderdiği gibi tüm Hristiyanlığı yardıma teşvik etmişti. İspanya ve İtalya’dan da imparatora yüklü maddi destek gelmişti.

Avusturya için en önemlisi ise Polonya ile yapılacak olan ittifak idi. Bu antlaşmanın önündeki en büyük engel, Polonya Kralı Jan III. Sobieski’nin 1679’da İmparator I. Leopold’a ortaklaşa Türklerin üzerine yürüme teklifini gönderdiği elçisinin soğuk karşılanması olmuştu. Avusturyalılar Jan III. Sobieski’nin elçisine, kralının bu dostluğunu öncelikle Türklerin daimi müttefiki olan asi Macarları yola getirmesi için göstermesi söylemişlerdi. Buna kızan Leh Kralı Jan III. Sobieski ise o günden bu yana Tököly’yi desteklemeyi tercih etmişti. Diğer taraftan Fransa ve Polonya arasında sıkı münasebetler bulunmakta ve Fransa Kralı Louis XIV ve  Jan III. Sobieski İmparator I. Leopold’e karşı ortak politikalar yürütmekteydiler.

II. Viyana Kuşatması

Bir seccade ve üzerinde asılı II. Viyana Kuşatması ‘na katılan ülkelerin sancakları. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Askeri Tarih Müzesi, Eylül 2017.

Papa İnnocent XI. ise Varşova’daki elçisi vasıtasıyla sürekli olarak iki Katolik devlet olan Polonya ve Avusturya‘yı İslam’a karşı birleştirme çabası içerisindeydi.

Viyana Kuşatması

Lehr Kralı III. Jan Sobieski. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Prens Eugen’in Kışlık Sarayı (Winterpalais), Eylül 2017.

Polonya Kralı Jan III. Sobieski’nin gururu ve ün hırsı ile bilinen karısı Maria Kazimira, Fransa Kralı Lois XIV’e karşı şahsi bir düşmanlık gütmekteydi. Karısının tesiriyle, isteksizliğine rağmen Sobieski Avusturya‘dan yana saf tuttu. Avusturya İmparatoru I. Leopold tez elden Polon Kralı Sobietsky ile antlaşmayı sağlayabilmek için Avusturya arşidüşeslerinden birini Leh Kralı’nın oğluna vererek Polonya tahtının Sobieski ailesinin elinden çıkmamasına çalışmayı vadetti.

II. Viyana Kuşatması

Laxenburg Şatosu, Aşağı Avusturya (Niederösterreich). Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Mayıs 2017.

İmparator I. Leopold, Avusturya ve Polonya arasındaki antlaşmayı Mayıs ayının ikinci günü Viyana yakınlarında bulunan Laxenburg Şatosu‘nda tasdik etti.

Viyana Kuşatması

Karl V. Leopold von Lothringen (Charles de Lorraine). Görsel: © Wien Geschichte Wiki.

Leopold, Avusturya Ordusu’nun başkumandanı olarak ise bütün varlığını mesleğine vermiş ve Avrupa’nın en tanınmış harp adamlarından biri olan eniştesi Karl V. Leopold von Lothringen‘i (Charles de Lorraine) tayin etmişti.

 

II. Viyana Kuşatması’nın seyri

I. Leopold bugün Avusturya-Macaristan sınırında bulunan Kittsee’de ordusuna bir geçit alayı yaparak kumandanlarıyla Osmanlı Ordularının Macar topraklarına yayılmadan ne gibi askeri tedbirler alacağını istişare etti. Bu istişareden düşmanı beklemeden hemen taarruza geçme kararı çıktı.

Avusturya Ordusu’nun önünde iki Osmanlı kalesi vardı, bunlardan ilki Neuhäusl, ikincisi ise Gran (Esztergom) Kalesi idi. Avusturya Ordusu Neuhäusl kalesine saldırmayı tercih etti. İlk hücumda çok zaiyat vererek geri püskürtüldüler. Karl V. Leopold von Lothringen çekilerek Tuna üzerine dönmeyi ve orduyu savunma hattı olarak seçilmiş bulunan Waag ve Raab nehirleri arasındaki arazide toplamayı uygun gördü.

Viyana Kuşatması

Avusturyalıların çizimiyle Merzifonlu Kara Mustafa Paşa portresi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Prater Müzesi, Ocak 2017.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa vakit kaybetmeden Viyana üzerine yürümek istese de, etrafındakiler evvela civar kaleleri birer birer ele geçirip daha sonra Viyana‘ya yürümenin daha doğru olacağı fikrini savundular. Tarihçiler, sonu bozgunla biten bu Viyana’ya yürüyüş teşebbüsünü Merzifonlu Kara Mustafa Paşa‘nın düşüncesizliğine ve kabiliyetsizliğine vererek O’nu kusurlu bulmaktalar. Bazı tarafsız yabancı tarihçiler ise Avusturya’nın içinde bulunduğu karışık ve zayıf durumu nedeniyle bu yürüyüşte başarı elde etmeme ihtimalinin çok yüksek olduğu tezini savunmaktadırlar.

Bugünkü Macaristan sınırları içerisinde, Avusturya sınırına yakın bir bölgede bulunan Körmend’de, Avusturya Ordusunun sağ kanadını koruyan Alman ve Macar askerlerine Batthyani’ler kumanda ediyorlardı. Batthyani’ler Belgrad’da Osmanlı’ya sadakat arz ettiler ve Nureddin Giray’ın kumanda ettiği 20.000 Tatar akıncısının yaklaştığını görünce Macarları Almanlara saldırtarak onları esir ettiler.

Bu olay Avusturya Ordusu’nu zor duruma sokarak, Osmanlı’ya Neusiedl Gölü’ne (=Neusiedler See) kadar olan toprakları açmış oldu. Tatarlar, Köszeg ve Ödenburg (Macarca: Sopron) arasındaki alana yayılarak etrafı tahribe koyularak, küçük büyük yüz kasabayı yaktılar.

Waag ve Raab nehirleri arasındaki arazide bulunan Avusturya Ordusu’nun yan ve gerileri ateş içerisinde kalınca, baş kumandan aynı gece ordusunu Küçük Schütt Adası’nın gerisine çekerek suyun himayesi altında Presburg ve Marchfeld yolu üzerinden Viyana’ya dönmeleri emrini verdi. Başkumandan yanında kalan ve süvarilerden oluşan birlikleriyle karargâhını Kittsee’ye naklederek orada iki gün kaldı.

II. Viyana Kuşatması

Solda: Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, sağda: Leh Kralı Jan III. Sobieski portresi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Prens Eugen Kışlık Sarayı (Winterpalais), Viyana, Eylül 2017

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, ordusunu bütün kuvvetiyle düşmanı takip için peşlerine takmak yerine önemli kısmını yedi gün boyunca Raab Nehri’nin beri tarafında alıkoyarak düşmanın elden kaçmasına ve Viyana’ya varıp müdafaa hattı kurmasına sebep oldu. İlk başlarda serice Viyana’ya yürüyerek baskınla alacağını söyleyen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Raab Nehri’ni aşmada gösterdiği bu ağırlığı, Kittsee’de iki gün geçiren düşmanın elinden kaçmasına meydan verdi. (S52)

Osmanlı akıncıları Viyana’ya çekilen Avusturyalıların üzerine Hainburg an der Donau ve Petronell arasındaki bölgede taarruzda bulundular. Osmanlıların eline düşmekten çekinen başkumandan geriye çekilmek için emir verdi. Petronell’in biraz ilerisinde Regelsbrunn adındaki kasabada birden ormanların arasından çıkan birkaç yüz Tatar morali bir hayli bozulmuş olan bir kıtanın dağılmasına yetmişti bile.

Yağmaya koyulan akıncıların arkadan gelen bir destekleri olmadığını fark eden ve askerlerini toplayan komutan ‘Avusturya Ordusunun şerefini korumak’ için son gücüyle akıncıların üzerine hücum ederek onları kaçırdı. Bu çarpışmada Tatarlardan çok Avusturyalı ölmüştü.

II. Viyana Kuşatması

Habsburg saflarında savaş meydanlarını Türklere dar eden Savoy Prensi Eugen. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Belvedere Sarayı, Eylül 2018.

Ölenler arasında sonradan Osmanlı-Avusturya savaşlarında ününe ün katacak, II. Viyana Kuşatması esnasında küçük bir bölüğe komutanlık yapan Savoy Prensi Eugen‘in at altında kalarak ezilen ve daha sonra Viyana’da can verecek kardeşi de bulunmaktaydı.


Bu da ilginizi çekebilir

blank

Türklere savaş meydanlarında yenilgiler yaşatan Prens Eugen’in yazlık sarayı: 

Belvedere Sarayı


Ordudan kaçan askerlerin Regelsbrunn çarpışması haberini yetiştirdikleri halkın morali iyicene bozulmuştu.

İmparator I. Leopold Viyana’dan kaçmak istiyor, çevresindekiler ise halkın iyicene umudunu kaybedeceği gerekçesiyle onu bu kararından vaz geçirmeye çalışıyorlardı. Regelsbrunn hadisesini öğrenen İmparator, 7 Temmuz 1683 tarihinde akşam saat sekizde ailesiyle beraber ahalinin tehdit ve hakaretleri arasında Viyana’dan çıkmıştı. İmparatorla beraber şehirden çıkanlar arasında elçiler ve burjuvalar bulunan 60.000 kişi de vardı.

Halk bu felaketten Macaristan’da Katolikliği yaymaya çalışarak harbe yol açan Cezvitleri mesul tutuyor, firare kalkışanları öldürüyor ya da döverek aç bırakıyorlardı.

Viyana Kuşatması

İmparator I. Leopold. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş,  Belvedere Sarayı, Temmuz 2020.

İmparator I. Leopold’a karşı kin bağlayan halk, Viyana’nın yanı başındaki küçük bir şehirde bulunan Leopold ve çocukları için tek bir yumurta dahi vermiyordu. Tahta çanaklarda yemek yiyen ve samanlar üzerinde uyuyan bir imparatordu artık, I. Leopold.

Linz’e gitmekte olan I. Leopold, hazinenin ve Pressburg’dan getirtilen eski Macar tacının kaçırılmakta olduğunu haber alan Tatar akıncıların, imparatorun eşyalarını taşıyan arabalara saldırmasıyla bugünkü Almanya sınırları içerisinde bulunan Passau’ya kaçtı. Öldürülmekten korktuğundan, yalnız seyahat ediyor, takip edeceği yolu kimseye haber vermiyor ve Tuna’nın kâh bir tarafında kâh diğer tarafında geceliyordu.

Viyana Kuşatması

Viyana’yı koruyan gönüllülerin komutanı Ernst Rüdiger von Starhemberg. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş,  Viyana Şehir Müzesi, Ekim 2017.

İmparator I. Leopold Viyana’nın müdafası için Kont Ernst Rüdiger von Starhemberg‘i görevlendirmişti. Viyana Belediye Binası’nın önünde halka seslenen Starhemberg, halkı ülkelerine karşı olan vazifelerini yerine getirmeye davet etti. İmparatorun şehri terk etmesi morallerini bozan halk, yardım etmeye yanaşmıyordu. Belediye Başkanı Johann Andreas von Liebenberg‘in bizzat el arabasıyla kale önüne toprak taşıması da bir işe yaramamış, korkan halk yardımdan kaçınmıştı.

II. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması esnasında Viyana Belediye Başkanı olarak görev yapan Johann Andreas von Liebenberg’in resmi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

Viyana Kuşatması

Johann Andreas von Liebenberg Anıtı. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Ring Bulvarı, Viyana, 2011.

Johann Andreas von Liebenberg, II. Viyana Kuşatması esnasında şehrin Belediye başkanı olarak görev yaptı ve kuşatmanın nihayete erdiği 12 Eylül’den sadece birkaç gün önce yakalandığı hastalık sonucu vefat etti. Viyana’nın görkemli Ring Bulvarı üzerinde, Viyana Üniversitesi‘nin hemen karşısında, anısına yapılmış olan Liebenberg Anıtı bulunmaktadır. 

Şiddet uygulamaktan başka çaresi kalmadığını anlayan Starhemberg, idam sehpaları kurdurtarak, çalışmak istemeyenleri ve kötü havadis yayanları idam edeceğini duyurunca, çalıştırmak için beş yüz kişi bulabilmişti.

Osmanlı’nın ağır hareket etmesi Avusturyalıların işine yaramış, 7 Temmuz 1683’te kalede on top yerleştirebilecek yer yokken, 13 Temmuz’da üç yüze yakın top yerleştirmek için yer hazırlanmıştı. 14 Temmuz’da hazırlıklar neredeyse tamamlanmıştı. Şehre 40 gün yetecek erzak malzemesi taşınmış, Tuna Nehri üzerinden, Krems an der Donau’dan 3 gemi cephane daha gelmişti.

Starhemberg 11.000 askerden oluşan garnizonu bölerek oluşturduğu iki fırkanın biri bir gün, diğeri ise ertesi gün vazife görecekti.

Gerek kale içinde, gerekse kale dışında mevzi alan Avusturyalılar Osmanlıları beklemeye başladılar. Osmanlı’nın sığınacak bir yer, siper yapacak malzeme bulamaması maksadıyla şehrin dış mahallelerini 1529 I. Viyana Kuşatması’nda da olduğu üzere 13 Temmuz 1683 tarihinde ateşe verdiler.

II. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması esnasında Avusturyalılar tarafından barut dephosu olarak kullanılan bina. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Bürgerliches Zeughaus, Am Hof, Viyana Ekim 2018.

Ateşe verilen varoşlardan sıçrayan birkaç kıvılcım Schottentor civarındaki binalardan biri üzerine düşerek yangın çıkarmıştı. Ateş büyümüş ve üç soylunun sarayı yanmıştı. Asıl sorun ise bu sarayların yakınında, içerisinde silah ve 1.800 ton barut bulunan depoydu. Yangının mühimmat deposuna ulaşması büyük bir patlamaya meydan verebilir ve hatta kale duvarları ve burçlara zarar verebilirdi.

Şehir komutanının yeğeni 26 yaşındaki Yüzbaşı Guido Starhemberg tehlikeyi önlemişti. Belediye Başkanı Johann Andreas von Liebenberg‘le beraber aldıkları tedbirler sonucunda yangın cephane deposuna 40 adım mesafede söndürülmüştü.

Schwechat üzerinden gelen Osmanlı Ordusu, Pullendorf, Inzersdorf ve Laa’yı ele geçirdikten sonra 14 Temmuz 1683 Çarşamba günü Viyana önlerinde görüldü.

II. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması’nda Sadrazamın çadırını yanı başına kurdurduğu ve Osmanlı askerlerinin çan kulesin gözetleme merkezi olarak kullandıkları St. Ulrich Kilisesi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Kasım 2018.

Sadrazam karargâhını Viyana’nın batı tarafında Burg ve Löwel bastiyonları (burçları) karşısında, kaleye 750 metre mesafede St. Ulrich kilisesinin yanı başına kurdurdu. Kilise yukarıda da bahsettiğimiz üzere bir gün evvel Avusturyalılar tarafından ateşe verilmişti ama taştan yapılan iskeleti harap olmamıştı. Kilisenin çan kulesi Osmanlı askerleri tarafından ara sıra gözetleme maksadıyla kullanılmıştı.

II. Viyana Kuşatması

Viyana Şehir Müzesi’nde bulunan bu görselin altına, günümüz Viyana’sının 15. bölgesinde (15. Bezirk) bulunan “Schmelz” ismindeki yere kurulan ve Sadrazamın kuşatmanın başlatılmasına dair emri verdiği çadırın bir tasviri olduğu notu düşülmüş. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Kasım 2017.

Toplar, bugün Viyana Belediye Binası’nın (Wiener Rathaus) arka tarafında uzanan siperlere, karşılarındaki tabyalara 450-500 metre mesafeye yerleştirilmişlerdi.

Tarihçiler Türklerin bir kez daha aynı hataya düşerek, kalenin en kuvvetli kısmının hedef olarak seçtiği yönünde görüş bildirmektedirler. I. Viyana Kuşatması‘nda Kanuni Sultan Süleyman taarruz için II. Viyana Kuşatması‘nda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa‘nın seçtiği sahanın hemen yanı başını seçmişti ve bunun bir sebebi vardı.

Viyana’nın kuzey kısmı, Tuna Nehri’nin ana yatağı ve Tuna Kanalı (Donaukanal) arasındaki -günümüz itibarıyla tek bir parça olan- bölge birçok adadan oluşmakta ve şehirden ayrılmıştı. Buradan taaruz edebilmek için nehri geçmek ve su ile kale duvarları arasında bir ok atımı genişliğe sahip bir alandan asıl şehre (kale duvarlarının çevrelediği kısım) girmek gerekiyor ve bu askerlerin karşı tarafın eline düşmesi anlamına geliyordu.

Viyana’nın doğu tarafı ise bugün Şehir Parkı’nın içinden geçen ve Karlsplatz tarafında ise bir kısmı yer altında bulunan Wiener Fluss ile çevrilmişti. Schottentor tarafı ise bataklık bir alandan ibaretti. Kaleyi alabilmek için en çok güvenilen ‘lağım’ denilen tünellerden kazmak gerekli olduğundan, bataklık bir arazide bu mümkün olmayacaktı. Gerekli tünelleri kazabilmek için zemini daha müsait olan Viyana’nın güney ve batı taraflarını seçmeye yönlendirmişti.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa taarruza başlamadan Şehir Komutanı Starhemberg’e Latince tercümesiyle birlikte şehrin teslimini, İslam’ın kabülünü ve aksi halde yapılacakları içeren bir mektup göndererek şehri teslim etmesini istedi. Bu mektubun orjinali bugün Hamburg Kütüphanesi‘nde bulunmaktadır.

Starhemberg mektubu cevapsız bıraktı. 15 Temmuz akşamı Osmanlı topları Burg ve Löwel bastiyonlarını dövmeye başladı. İlk bombardımanı takiben yapılan Osmanlı hücumu geri püskürtüldü.

Yanında 8-10 bin kadar süvari kalan Karl V. Leopold von Lothringen Taborau üzerine yapılan Osmanlı saldırısına karşı koyamayınca 16 Temmuz’da burayı boşaltarak Tabor köprüsü üzerinden Tuna’yı geçerek köprüyü yaktırdı. Bosna Beylerbeyi Hızır Paşa’nın kuvvetleri Tuna adalarını işgal edince, Viyana’yı kuşatan çember 16 Temmuz 1683 günü tamamen kapanmış oldu.

S79: 16 Temmuz’da Tuna’nın sol kıyısına geçerek Jadlesee’de yerleşen Avusturya ordusunun Viyana’yı saran ordusu için bir tehlike olduğunu anlayan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Tököly’ye Avusturyalılara taarruz etmek için emir gönderdi. Başından beri harbe yanaşmayan ve işine geleni yapan Tököly, bu defa sadrazamın emrine itaatten başka yapacak bir şeyi kalmadığını anlayınca, Pressburg üzerine yürüdü. Bu şehrin Osmanlıların eline geçmesinden çekinen Karl V. Leopold von Lothringen de tüm kuvvetleriyle Pressburg’a yürüdü.

İlk Osmanlı lağımları 23 Temmuz’da Burgbastei ve Löwelbasteri karşısına düşen kısımlarda, 25 Temmuz’da ise Ravelin karşısında patladı. Osmalı askerleri her defasında hücuma kalksa da, canla başla mücadele eden Avusturyalılar geçit vermiyorlardı. İlk fırsatta lağımların açtıları gedikleri kapatıyor ve karşı koyuyorlardı. Savunma tertibatının birinci hattı ilk lağımın patlamasından ancak iki hafta sonra düşürebilmişti.

Temmuz sonuna doğru şehirde her gün yüzlerce insanın canına mal olan dizanteri patlak verdi. 25 Temmuz’da kolundan yaralanan şehir komutanı Starhemberg bir de dizanteriye yakalandı.

Bir diğer sorun ise şehirdeki erzak stoklarının tükeniyor olmasıydı. Fiyatların artmasına mâni olamayan belediye, pazar günleri kiliselerde askerlere karşı vurgunculuk yapılmaması yönünde vaizler verdirmekten başka çare bulamadı.

S79: 29 Temmuz’da Pressburg’ta karşı karşıya gelen Karl V. Leopold von Lothringen emrindeki Avusturya ordusu ile Eğri (Erlau) Beylerbeyi Kör Hüseyin Paşa kumandasındaki 6.000 kişilik kuvvetle Tököly karşı karşıya geldiler. Tököly, kendi askerlerinin karşı tarafın saflarına geçeceğinden korktuğunu söyleyerek harbe girmekten çekinerek Kör Hüseyin Paşa’yı orada düşman karşısında yalnız bıraktı. Ağır telef vererek geri çekilmek zorunda kalan Hüseyin Paşa ise Tököly’nin Devleti Aliyye’ye ihanetlerinden bahsederek 10.000 kişilik yardımcı kuvvet gönderilmesini söyledi. Hüseyin Paşa aynı zamanda müttefiklerin toplanmakta olduğunu ve Lehlerin (Polonların) geldiklerinin haberini aldığını bildirdi.

II. Viyana Kuşatması

Osmanlı kıyafetlerinde Avusturya adına ajanlık yapan Georg Franz Koltschitzky. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

S73: 12 Ağustos’ta Burgravelin’in altında ilk lağımın patlamasıyla vaziyeti Karl V. Leopold von Lothringen’e bildirmesi için para karşılığında haberci arandı. Daha önceleri Şark Ticaret Kumpanyası’nda tercümanlık etmiş olan ve Türkçe’yi çok iyi bilen Georg Franz Kolschitzky adında biri bu vazifeyi kabul etti. Türk askeri kıyafetine giren Kolschitzky yanına aldığı Michailovitsch adındaki uşağıyla beraber Karl V. Leopold von Lothringen’in March Nehri kenarında, Angern ve Stillfried mevkileri arasında bulunan karargâhına gitti.

Başkumandanın yardımcı kuvvetlerin birkaç güne şehirde olacağı cevabıyla geri dönen Kolschitzky, bu hizmetinin karşılığında para, Viyana’da bir ev ve vatandaşlık hakkı kazandı. 1 Eylül’de tekrar haber götürmek üzere yola çıkan Michailovitsch ise bir daha geri dönmedi ve daha sonra Osmanlıların eline düştüğü anlaşıldı.

S82: 40.000 askerle geleceğini taahhüt eden Sobiesky, 22 Ağustos’ta emrindeki 20.000 askerle yola çıktı. Polonya kralının Dürnholz’a geldiğini haber alan Karl V. Leopold von Lothringen, 31 Ağustos’ta kendisini karşılamak için Hollabrunn’a gitti.

S80: Karl V. Leopold von Lothringen’ın her geçen gün daha fazla tehlike arz eden ordusunu ortadan kaldırmak isteyen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa daha önce nehrin karşısına geçtikten sonra V. Karl’ın yıktırdığı köprünün ayakları üzerine yeni bir köprü girişiminde bulunmak istese de, karşı taraf top atışlarıyla bu teşebbüsü başarısızlığa uğratmıştı. Bu durum göstermişti ki, köprünün tekrar kurulabilmesi için karşı tarafın Osmanlı eline geçmesi gerekiyordu.

Bu nedenle II. Viyana Kuşatması Sadrazamı Kara Mustafa Paşa Kör Hüseyin Paşa’ya Alp Gira idaresinde on bin asker göndererek, kendisine Tököly’nin de yardımıyla Morava suyunu aşıp Avusturyalıları ortadan kaldırarak Tabor Köprüsü’nü yeniden inşa etme emrini vermişti. Böylece Leh ordusunun yolunu kesmeyi ve Avusturyalılarla birleşmesine engel olmak istiyordu.

Hüseyin Paşa’ya imdada giden Tatarlar yağmacılığa başlayınca 10.000 kişiden sadece 300’ü ibaret kalmıştı. Hüseyin Paşa ve Tököly Morava’yı geçerek 24 Ağustos günü Viyana’nın karşısında ve Tuna Nehri’nin üst tarafındaki ovada Stammesdorf mevkiine vardılar.

S80: II. Viyana Kuşatması’nın en hazin sahnelerinden biri bugün, 24 Ağustos günü yaşandı. 25-30 bin Avusturyalı askeri, Osmanlı ordusunu kuşattı. Emrinde 5-6 bin asker bulunan Hüseyin Paşa düşman üzerine atılsa da, Tököly nehrin gerisine çekildi. Bozulan ordu Morava suyundaki geçide doğru kaçtı. Suyu geçerken düşen Hüseyin Paşa boğuldu. Bu; suyun diğer tarafından müttefiklerin birleşmesine artık mani olunamayacağı anlamına geliyordu.

S85: Müttefiklerin çoktan Krems’e gelmiş olduğunu bilen Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, onlarla Tuna Nehri’nin alt sahilinde çarpışmaktan başka çare kalmadığını anlamış, zayıflamış ordusunu kuvvetlendirmeyi uygun görerek, daha önce Raab Nehri önünde bıraktığı Budin muhafızı İbrahim Paşa’ya yerini Midillili Mustafa Paşa’yı bırakarak askerleriyle acilen Viyana’ya gelmesini söylemişti. İbrahim Paşa Eylül ayının başında orduya katıldı.

İlerleyen günlerde lağımlar ardı ardına patlamaya, ileri atılan Yeniçeriler Avusturya askerleri tarafından geri püskürtülmeye devam ettiler. 22 gün şiddetli çarpışmalardan sonda Avusturyalılar 2-3 Eylül gecesi Starhemberg’in emriyle Ravelin’i tamamiyle terk ettiler. Burası önünde toplamda 30.000 Osmanlı askeri hayatını kaybetti.

S76: Ravelin’in düştüğü gün Viyana’da karışıklık çıktı ve asker itaatsizliğe başladı. Yeni bir haberci arayışı sonucunda Şahin Bonaventura adında Şarklı bir Yahudi doktorun Serady isimli uşağı görevlendirildi. Bu adam da Osmanlı’nın eline düştü.

S82: 3 Eylül’de Groß Stetteldorf’ta Kont Hardegg’in şatosunda bir askeri şûra toplandı. Sobiesky, V. Karl’ın planını beğenmişti. Tek sorun ittifak ordusuna kimin komutanlık edeceğiydi. Avusturya-Polonya ittifak antlaşması imzalanırken şayet imparator orduya gelmezse Sobiesky’nin ittifak ordusuna kumanda etmesi kararlaştırılmıştı.

Passau’da bulunan İmparator I. Leopold ise gelerek ordunun başına geçmek istiyordu. Kendini beğenmiş ve kolayca idare edilmeye müsait bir kişiliğe sahip olan Sobiesky için bu pek bir sorun teşkil etmeyecek olsa da, Fransız asıllı ve şöhrete düşkün karısı ise başından beri bu unvanın kocasına verilmesini istemiş ve hatta bu nedenle imparatora müracaatta bile bulunmuştu.

S83: Bir savaş kuralına göre imparatorun kıtası şeref mevkii olduğu söylenen sağ kanada geçmesi gerekiyordu. Sobiesky ise tüm müttefik orduların tek bir ordu teşkil edecek şekilde birleştirilmesini ve Polon ordusunun sağ kanada konulmasını istedi. Diğer müttefik prensler ise imparatorun ya da kendisi tarafından tayin edilecek birinin komutası altında savaşmayı kabul edebileceklerini, seçilerek tayin edilen bir kralın komutası altına giremeyeceklerini söylediler.

Uç noktalarda olan düşünce ayrılıkları nedeniyle Sobiesky her şeyi bırakarak Polonya’ya döneceğini söyledi. Bunun üzerine Karl V. Leopold von Lothringen diplomatik bir atakla İmparator I. Leopold’ü Dürnstein’da alıkoymayı başararak, Sobietsky’ye sembolik de olsa başkomutanlık görevini verdi. Diğer prensleri ise; her müttefik ordusunun kendi prensi ya da onun tayin edeceği bir kişinin komutası altında savaşacağını ve bütün Alman askerlerinin toptan idaresi Karl V. Leopold von Lothringen’e bırakılacak ve Sobietsky’de fiilen Polon ordusuna komuta edecekti.

4 Eylül günü Burg tabyasının altında müthiş bir lağım patladı ve 10 metre genişliğinde bir gedik açıldı. İçeri giren 4.00 Yeniçeri üzerlerine çevrilen büyük topların ateşi altında kırıldı ya da geri çekilmek zorunda kaldılar.

II. Viyana Kuşatması

Aziz Stefan Katedrali çanı, II. Viyana Kuşatması’ndan kalma Türk topları eritilerek yapılmıştır. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana, Aziz Stefan Katedrali, Temmuz 2014.

Kont Kielmanseg Aziz Stefan Katedrali‘nin (Stephansdom) kulesine yerleştirmiş olduğu ışık ile her gece imdat işareti veriyordu.

Gün geçtikçe artan zaiyat, Viyana civarının yanmış ve yakılmış olması sebebiyle bu kadar askerin ihtiyaç duyduğu erzağı bazen çok uzaklardan getirmek zorunda kalmak gibi nedenlerden dolayı Osmanlı askerleri arasında da hoşnutsuzluk her geçen gün artıyordu. Hayvanlar için bile yem bulabilmek güç hale gelmiş, bu nedenden her gün birçok at telef olmaktaydı. Bir de bunun üzerine Schottwin’e yerleştirilen Avusturya askerlerinin, Semmering yolunu kapatmak için Wiener Neustadt civarına gönderilen Osmanlı askerlerine baskın yaparak 600 araba erzağı ellerinden alması eklenmişti.

İşin uzamasından sıkılan Yeniçeriler sadrazama başkaldırınca, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın

benim onlara ihtiyacım yoktur, yerlerine geçirecek 40.000’den fazla askerim var

demesiyle aralarında görüşerek isyandan vaz geçtiler.

S83-84: Polonlar 6 Eylül’de Tuna Nehri’ni geçmeye başlasalar da, yağan şiddetli yağmur nedeniyle biraz gecikme yaşanmıştı. Ertesi gün imparatorun askerleri nehri geçtiler ve 7 Eylül akşamı tüm müttefik orduları Tulln’da toplandılar. 9 Eylül sabahında günün doğuşuyla ittifak ordusu harekete geçerek, aynı günün akşamı St. Andrä ve Königstetten arasındaki bölgede konakladılar.

S84: 10 Temmuz’da bütün Alman orduları Wienerwald’a (Viyana Ormanları) girmiş bulunuyorlardı. O günün gecesini Weidling’de geçiren Karl V. Leopold von Lothringen Kahlenberg’e çıkan yolları bizzat gözden geçirdi. Kahlenberg ve Leopoldsberg’te bulunan az sayıdaki Osmanlı nöbetçilerinin yanında hiçbir top bulunmadığından, az bir miktar asker göndererek tepeleri işgal etmelerini emretti ve başarı sağlandı. Ertesi günü iki tepeye tırmanmaya başlayan Müttefik Ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadıklarından hem şaşkınlık hem de sevinç yaşıyorlardı, ki bu tepeleri yoğun çatışmalar sonucu ele geçireceklerini düşünmüşlerdi.

Türkçe kaynaklarda Kahlenberg için ‘Almandağı’ tabiri de kullanılmaktadır. 

32.600 piyade ve 32.400 süvari ile 65.000 askerden oluşan Müttefik ordusunun elinde 165 top bulunmakla beraber, bunların bir kısmını zor şartlar altında tepeye çıkarabilişler, ağır olanları dağın eteğinde bırakmak zorunda kalmışlardı.

S85: Sonradan Voltaire;

İmparator hariç olmak üzere bütün imparatorluk orada idi

sözünü bu ordu için sarf etmişti.

S85-86: Kırım (Tatar) Hanı Murat Giray, Sadrazam Kara Mustafa Paşa’ya gönderdiği mektubunda, müttefiklerin çok kuvvetli olduğunu ve asker ve topların siperlerden çıkartılarak düşmanın üzerine yürümeyi tavsiye ederek, yeterli hazırlıklı olunmaması durumunda ordunun işinin zor olduğunu yazdı. Buna hiddetlenen Sadrazam;

Onlar ne bilir? Varsın beygirlerini gütsün. Ben gelek kâfiri çadır oğlanlarıma tokmakla dildiririm. Onların havfı varsa karışmasınlar

diyerek, Kırım (Tatar) Hanı Murat Giray’a gönderdiği ağır hakaretli cevabında düşmanı Tuna Nehri’nin diğer tarafına geçirmemesini emretmişti.

Budin Muhafızı İbrahim Paşa da Murat Giray’ın düşüncelerine katıldığını belirterek, Viyana’da iki ateş arasında düşmanı beklemektense, topları ve Yeniçeri’yi alarak düşmanın üzerine yürüyerek Wienerwald tepelerine dayanıp düz sahada meydan muharabesi yapmanın daha uygun olacağı yönünde fikrini belirtmişti. Her ne kadar İbrahim Paşa gibi düşünenler de bulunsa da, Sadrazam Kara Mustafa Paşa Viyana garnizonunun Osmanlı askerini arkadan vuracağını düşünerek Yeniçeri Ağası’na şehrin sıkıştırılmaya devam edilmesini emretti. Böylece siperlerdeki 30.000 yeniçeri ile toplar yerlerinde kaldılar.

II. Viyana Kuşatması

1933 yılında II. Viyana Kuşatması ‘nın 250. yıl dönümü münasebetiyle yaptırılan Türk Çeşmesi (Türkenbrunnen). Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Klosterneuburg/Aşağı Avusturya, Mayıs 2018.

S87: Kara Mustafa Paşa’nın planına göre düşman Wienerwald tepeleri (Vogelangsberg, Kahlenberg ve Leopoldsberg) ile Tuna Nehri arasındaki bölgeden geçerek Klosterneuburg üzerinden Viyana’ya gelecek ve ovaya çıkınca bütün süvarileri ile üzerine atlayarak onları bozguna uğratacaktı. Bunun içindir ki, 7 Eylül’den itibaren Viyana Ormanları (Wienerwald) tepelerine kadar yayılmış olan Osmanlı ordusuna ait eşya ve erzakları oralardan çekerek arkaya göndermiş ve bu sahayı boşaltmıştı.

Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması ‘nda Türk siperlerinin bulunduğu ve adını buradan alan Türk Siperleri Parkı (Türkenschanzpark) levhası. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Kasım 2018.

S87: Bir ucu Döbling’e dayanan müdafaa hattı, Hernals’den geçerek yarım ay şeklinde Ottakring’e varıyordu. Düşmanla ilk sıcak temasa geçecek olan Döblingte’ki sağ kanadın bulunduğu yüksek tepede bugün Türkenschanzpark (Türk Siperleri Parkı) ismi verilen park bulunmaktadır. Cephenin diğer kısımları ise Osmanlı Ordusu’nun kolayca hareket etmesini sağlayarak Müttefik Ordusu’na hücum etmek üzere hazırlanmıştı.

S87: II. Viyana Kuşatması Sadrazamı Kara Mustafa Paşa bu yönde bir plan hazırlayarak Viyana Ormanları’ndan (Wienerwald) Viyana’nın kuzey ve batı kuzeyindeki muharebe meydanına geçit vermekte olan Vogelsangberg, Kahlenberg ve Leopoldsberg tepelerini tutmayarak, düşmana buralara kolayca yerleşme imkânı vermiş olmasıydı. Sadrazam Kara Mustafa Paşa İttifak Ordusu’nun toplarıyla beraber bu sarp tepelerden geçemeyeceğini, tepeler ile Tuna Nehri kıyısındaki düz yoldan geleceklerini ve bu tepelerden en fazla piyade ve süvari birliklerinin geleceğini düşünerekten, bu sebeple tepelerin eteklerindeki geçitleri tutmayı yeterli sayıyordu. Diğer taraftan da siperlerinde bıraktığı yeniçerilerin yerine ordunun esas kuvvetini sipahilere bağlamış oluyordu. Halbuki sipahiler tepelik bir alanda değil, daha çok düz arazide savaşabilme marifetine sahiplerdi.

S88: 11 Eylül 1683 tarihinde Osman Paşa komutasında bir miktar asker Kahlenberg’e çıkarma yapmaya teşebbüs olunmuşsa da,  daha çabuk davranarak buraları önceden işgal ettirmişti.

S88: Osmanlı Ordusu’nda sağ kanada Diyarbakır Valisi Kara Mehmet Paşa, merkeze Sadrazam Kara Mustafa Paşa, sol kanada ise Budin Valisi İbrahim Paşa komuta etmektelerdi. İbrahim Paşa kolunun ötesinde ise Tatar Hanı Murat Giray bulunmaktaydı.

Müttefikler 11 Eylül 1683 tarihinde Kahlenberg’te kurdukları son harp meclisinde orduların umumi taarruz hattından ayrılamamaları şartıyla birbirlerinden bağımsız bir şekilde hareket etmeleri üzerinde anlaştılar.

Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması konulu tablo. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

S89: Katolikler, 12 Eylül pazar sabahı henüz güneş doğmadan Marco d’Aviano ismindeki bir papazın Kahlenberg’te -daha öncesinde Osmanlı akıncılarının yakmış oldukları kilisenin yerinde- yönettiği ayine katıldılar. Daha sonrasında borazanları savaş havaları çalmaya başladı. Osman Paşa askerleri düşmanın hücumunu beklemeksizin Karl V. Leopold von Lothringen’in daha öncesinde buraya yerleştirdiği iki taburla bir batarya üzerine atıldılar ve karşı karşıya geldiler. Harp meydanına gönderilen taze kuvvetler neticesinde Osman Paşa ve askerleri geri çekilmek zorunda kaldılar.

Karl V. Leopold von Lothringen ve Hermann von Baden dağın tepesinden savaşın seyrini seyrediyorlardı. 

Sakson süvarilerinin takviyesi üzerine dahi Osman Paşa kuvvetleri Nussberg sırtlarına kadar sürülebilmişlerdi. Albay Heissler’in askerleri Osmanlı Ordusu’nun sağ kanadının sonunda, bugün Burgstall ismiyle anılan tepeyi ele geçirdiler ve takibe devam ederek Nussdorf’a kadar ilerlediler. Bunu gören Avusturya ve Saksonya piyadesi de harekete geçti. Sonuç olarak müttefikler ilk hedeflerini elde etmişlerdi.

Osman Paşa’nın zor duruma düştüğünü gören sağ kanat komutanı Kara Mehmet Paşa bulunduğu müdafaa hattını bırakarak Osman Paşa’nın imdadına koştu. İki taraftan bir kerpeten içine alınan Heissler bütün askeriyle geri çekilse de önceden ele geçirdiği Osmanlı mevzilerinde tutunabilmişti.

S90: Saksonlar merkezdeki kıtaları yardıma çağırsalar da, Prens Waldeck’in verdiği aykırı bir komuta nedeniyle yardım gecikti. İlerideki hatların kuşatılma tehlikesi oluşunca merkez de işe karıştı.

Saatler sabah saat onu gösterdiğinde Osmanlı orduları yavaş yavaş geri çekilmeye başladılar. Kara Mehmet Paşa yüksek direnç göstererek bulunduğu toprakları şiddetli çarpışmalarla savunsa da, Nussdorf da karşı tarafın eline geçti.

Gün yarılanmış ama Polonlar kendilerine bırakılan sahaya henüz ulaşamamışlardı. Sağ cenahın bu kadar geride bulunmasına rağmen sol kanadın bu kadar ilermesinin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini göz önünde bulunduran Karl V. Leopold von Lothringen, taarruzu Nussdorf’ta durdurmuştu.

Sabahtan bu yana Leopoldsberg üzerinden savaşın akışını seyreden Sobieski, Nussberg’in Avusturyalıların eline geçmesi üzerine Polonları savaş sahasına sokmak için sağ kanada doğru hızlıca harekete geçti. Sağda geniş bir daire çizerek Hermannskogel istikametinden ilerleyerek öğleden iki saat sonra Dornbach sırtlarındaki ormanlardan çıktılar. İbrahim Paşa burada kendilerini bekliyordu. İbrahim Paşa kuvvetlerinin ilk iki safı birkaç yerinden yarıldıysalar da, üçüncü saftaki süvariler düşmanı durdurdu ve geri püskürttü. Polonlar çok ağır kayıplar vererek geri çekildiler.

V. Karl, Polonların sağ kanattan savaş meydanına girmelerinin akabinde sol kanadın tekrar ilerlemesine karar kıldı. Saksonya askerleri Heiligenstadt’ı ele geçirdiler.

S90: İlk hücumun başarısızlıkla sonlanmasının acısını çıkarmak isteyen Sobieski, en iyi askerleriyle ikinci bir hücuma kalkışsa da, tecrübeli bir komutan olan İbrahim Paşa gerekli tedbirleri çoktan almıştı. Polonlar Osmanlı sipahilerinin önünde dağılarak kaçmaya başladılar.

Sağ kanattaki Avusturya askerlerinin komutanı tehlikeyi görünce İbrahim Paşa koluna yandan saldırarak hücumu durdurdu. Tatar Hanı Murat Giray olup biteni seyretmekle yetinerek hiçbir şey yapmamıştı. Taarruzun durmasından sonra Dornbah sırtlarını ele geçiren Polonlar yine bir düz hat üzerine gelmiş bulunuyorlardı.

Karl V. Leopold von Lothringen evvelce kararlaştırıldığı üzere Saksonya Prensi’nin karargâhına giderek ilerlemeyi durdurmak mı yoksa ilerlemek mi daha uygun olacağı konusunda prensi fikrini sordu.

Joachim III.’ün askeri müşaviri ihtiyar von Der Goltz ‘bu yaştan sonra rahat bir yatakta uyumayı istemek benim hakkımdır; umarım ki bu gece Viyana’da böyle bir yatak bulabileceğim!’ diyerek harbe devam edilmesi yönünde fikrini paylaştı.

S92: Bunun üzerine Karl V. Leopold von Lothringen karargâhına dönerek taaruza devam edilmesini emretti.

Savaşın bundan sonrası Osmanlıların ilk etapta savunma hattı olarak seçtikleri Krottenbach sırtlarında devam edecekti. O zamana kadar sağ kanatla Tuna Nehri arasına girerek Osmanlı Ordusu’nun sudan ayırıp Viyana’ya doğru kendisine yol açmak isteyen düşman kumandanı birden taktik/istikamet değiştirerek askerini Krottenbach düzlüğünden Dornbach sırtlarına doğru ilerletti.

Burada büyük bir direnişle karşılaşacaklarını düşünerek dikkatlice ilerliyorlardı. Halbuki daha öncesinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın sol kanatta kazanılacak bir zaferin düşmanı bütün cephede sarsarak bozacağı umuduyla merkezden ve hatta sağ kanattan kuvvetleri çekmesi sonucunda burada kalan az sayıdaki asker büyük bir direniş gösterememişti.

II. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması ’nın sonuçlandığı muharebe konulu tablo. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Askeri Tarih Müzesi, Kasım 2017.

Türk metrislerini zorlayan İmparator askerleri Döbling’ten Währing üzerine sarkarak Osmanlı Ordugâhına girdiler. Böylece savaşın sonucu artık belli olmuştu. Sol kanattaki İbrahim Paşa büyük bir direnç gösterse de, sağ kanat çekilmeye başlamış ve merkeze dayanmıştı. Sadrazam Kara Mustafa Paşa son kozunu oynayarak 20.000 süvariyle Polonlara hücum etse de artık iş işten geçmişti. Burada da düze inerek odursunun saflarını kuvvetlendiren Sobieski hücuma mukabele etmişti.

Şimdiye kadar bir şey yapmamış olan Tatarlar benimsedikleri mallarının ellerinden çıkacağı endişesiyle bu en kritik anda savaş meydanını terk ettiler.

blank

1852/1854 yıllarına ait Viyana şehir merkezi maketinde şehri çevreleyen ve bugün ayakta olmayan surlar dikkat çekmekte. Bu surlar nedeniyle Viyana Kalesi’nden bahsediyoruz. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

Heiligenstadt’ı ele geçirdikten sonra müttefik ordusunun sol kanadında bulunan kumandalardan Louis de Bade, Heissler ve Würtemberg taburları başında Viyana’ya yaklaşmaktaydılar. Bütün gün Viyana Kalesi‘ndeki gediklere saldıran Yeniçeriler şimdi bir de arkadan gelen düşmana ateş açmak zorunda kaldılar. Kaleden birbirini seyreden çıkış hareketi yapan düşmanla yardıma gelen imdat ordusunun arasındaki umutsuz dayanışları ordunun diğer kısımlarına çekilme imkânı vermişti.

S93: Saat beşe doğru Sadrazam Kara Mustafa Paşa kumandayı bırakarak çekildi. İbrahim Paşa bir müddet daha dayansa da, sağ kanattan karargaha girildiğini öğrenince kuşatılma tehlikesine karşı o da çekilmek zorunda kaldı. Karanlık bastığında Osmanlı Ordusu Schwechat istikametinde gerilemeye başladı.

Bu savaşta Osmanlı 10.000, karşı taraf ise bunun yarısına yakın bir zayiat vermişti.

Viyana Kuşatması

Augustiner Kilisesi cephesinde Polon Kralı Jan III. Sobieski anma levhası. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Kasım 2018.

 

II. Viyana Kuşatması sonuçları

Viyana Kuşatması

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Belgrad’ta idamı üzerine Avusturyalıların hazırladıkları karikatür mahiyetindeki ‘Wie die Arbeit / So der Lohn’ isimli el afişinde bulunan resim. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, orduyu toparlayarak Üçüncü Viyana Kuşatması hazırlıkları gerçekleştirdiği esnada Sultan IV. Mehmed‘in İstanbul’dan gelen emri üzerine Belgrad’ta idam edilmiştir.

Viyana Kuşatması

Sultan IV. Mehmed’in portresi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

 Viyana Şehir Müzesi‘nin birinci katının bir bölümünde Türk ganimetleri sergilenmektedir. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa‘ya ait olduğu düşünülen kafa tası Belgrad’dan getirilmiş ve burada sergilenmiş, gelen tepkiler üzerine kaldırılmıştır.

Viyana Kuşatması

6 Eylül 1688’de Belgrad’ın Avusturyalılarca ele geçirilmesi esnasında ganimet olarak aldıkları ve Vezir Ayrancı Süleyman Paşa’nın gizli arşivine ait kuşatmanın krokisi. Krokinin, cephenin çok uzağından, sadece hafızada kalanların kağıda dökülmesi sonucu oluşturulduğu bilgisi verilmekte. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Şehir Müzesi, Kasım 2017.

1684 senesinde Papa’nın telkiniyle Avusturya, Polonya, Venedik ve Malta arasında kurulan Kutsal İttifak Ordusu’na (Mukaddes İttifak) iki sene sonra Rusya da katıldı. [1]

Viyana tarihi

1683 II. Viyana Kuşatması sonrasını tasvir eden resmin ortasında şehri Türklerden kurtaran ordunun başında bulunan Leh Kralı III. Jan Sobieski ve etrafında diğer komutanlar. © Avusturya Ulusal Kütüphanesi fotoğraf arşivi.

Kahlenberg denen, Viyana’nın çevresindeki bir kaleden kuşatma yapan Osmanlı Ordusu’na arkadan saldırmışlardır. Kral Jan III. Sobieski‘nin Polonya kuvvetlerinin bu taarruzu uzun zamandır netice veremeyen Viyana Kuşatması‘ndaki ordunun üzerinde öldürücü bir darbedir. Bu saldırıyla Polonyalılar tarihi bir hata yaparak aslında yıkılışlarını, parçalanışlarını hazırlayan bir harekete girişmişlerdir. Avusturya kuvvetlenmiştir, Rusya kuvvetlenmiştir ve bunlar ileride Polonya’yı parçalayacak kuvvetlerdir. Bir asır da sürmemiştir. [2]

Viyana Kuşatması

Polonya Kralı Jan III. Sobieski sergisi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Prens Eugen Kışlık Sarayı, Viyana, Eylül 2017.

II. Viyana bozgunundan sonra Türkler; korkulan değil, o korkunun bir tepkisi olarak hor görülen bir Türk imajı ortaya çıkar. Hatta bugün karşılaşılan sorunların bir kısmı bile o dönemden kalmadır [2].

II. Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması’nın sonucunu temsilen şehir komutanı Starhemberg‘in ayakları altında bir hilal. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş,  Viyana Askeri Tarih Müzesi, Feldmareşaller Salonu, Eylül 2017.

Sevr Antlaşması ile Batılılar bu Osmanlı sorununu bitirdik, artık Osmanlı’yı gömdük dedikleri anda bir hortlak çıktı ortaya ve ben ölmedim yaşıyorum dedi. İşte Batı’nın affedemediği en büyük günahı Türklerin o yeniden dünyaya gelip ‘biz ölmedik, ölmeye niyetimiz yok’ demesi oldu. Batı bu yenilgiyi bir türlü kabul edemedi. Bu tek yenilgisi, Türkiye Cumhuriyeti orada yenilmişti. [2]

II. Viyana bozgunu Osmanlı İmparatorluğunda bir yüzyılda beri süre gelmekte olan kurumsal kargaşanın tabi sonucu olarak değerlendirilmektedir. Toprak düzeninin bozukluğu, fakirlik ve isyanlarla dolu 17. yy. sonunda Osmanlı orduları yenilmezliğini Viyana‘da bırakarak Karlofça‘ya geldi. Üstünlüğün delili olan altın yaldızlı metinlerle kıyaslanınca, Karlofça Antlaşması (=Friede von Karlowitz 1699) ile ilgili bu belgenin bize zaferden söz etmediği açıkça ortadadır. [2]

Karlofça Antlaşması Osmanlı tarihinde büyük bir dönüm noktasıdır. İlk defadır ki, müslüman bir imparatorluk olan Osmanlı Hristiyan devletlerle karşı karşıya gelip, bir antlaşma yapmaktadır ve ilk defa bu antlaşma eşit kuvvetler halinde Osmanlı ile Avrupalı arasında yapılır ve ilk defa Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa devletler topluluğunun yeni düzenine adım atar. Karlofça Antlaşması ile Osmanlı, ilk kez yenilmenin ağır izlerini taşır. [2]

 

II. Viyana Kuşatması neden başarısız oldu?

17. asrın Osmanlı Orduları karşılarında Barok devrin teknolojisini bulurlar. Bastei dediğimiz burçlarla donatılan ve ateşli silahlarla savunulan Barok kalelerdir bunlar. Dolayısıyla bu gibi kale kuşatmaları ve muharabeler bir kılıç kalkan edebiyatıyla değil, bir üstün askeri teknoloji ile gözden geçirilmelidir. Viyana Kuşatması bu şartlarda yapılmıştır. [2]

Viyana Kuşatması

II. Viyana Kuşatması’nda ele geçirilen Osmanlı Ordusu’na ait savaş malzemeleri. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana Askeri Tarih Müzesi, XX 2017.

Osmanlı, Viyana‘ya 1529’dan sonra 1683 yılında ikinci kez fetihten emin ve sadece geçit töreni için gitmiştir. Yenilgi, başarısızlık aklın kenarından dahi geçmemiş, bunun yanı sıra Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bütün Avrupa’nın Viyana için Osmanlı üzerine yürüyebileceğini kestirememiştir. [2]

Kara Mustafa Paşa’nın affedilemeyecek en büyük hatası, Raab Nehri kenarında önünden kaçan zayıf düşman ordusunu vaktinde ortadan kaldırmayışı olmuştur. İş işten geçtikten, düşman kuvvetlendikten sonra yapılan diğer teşebbüsler sonuç vermemiştir. [1]

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bir yerde kendi şöhretini düşünerek aslında hiç gereği yokken Viyana seferine çıkmıştır. Kaldı ki, 1683 Osmanlı Devleti’nin ekonomik olarak da pek iyi bir durumda olmadığı dönemdir. Osmanlı Devleti Viyana’yı almış olsaydı bile burada fazla bir tutunma imkânı yoktu ve geri çekilmesi mukadderdi. [2]

Ayrıca İkinci Viyana Kuşatması‘nda ordularının başında bulunan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa böyle bir orduya, böyle bir sefere serdarlık yapabilecek mareşal değildir. Askerlikte komutanın önemi göz önünde bulundurulduğunda, felakette bunun payı kaçınılmazdır. Kendisi yardımcılarıyla, yardımcı kuvvetlerle iyi geçinememiştir ve iyi iletişim kuramamıştır.  Bir komutanın en büyük zaafı budur. En büyük meziyeti de komutasındakilerle ve yardımcılarıyla iyi bir bağ kurabilmektir. [2]

Viyana Kuşatması‘ndan sonra bir unsur açığa çıkmaktadır: Osmanlı Orduları, tarihte Roma orduları gibi ricat etmeyi, yani düzenli çekilmeyi bilmemektedirler. Türk Ordusu düzenli çekilmeyi ancak ana vatanı savunduğu zaman yani İstiklal Savaşı yıllarında gösterebilmiştir. Bu çok önemli bir teknik değişikliktir. İlerlemek kadar, saldırı kadar, hücum kadar, savunma kadar, ricat edebilmek de düzenli bir askeri harekettir çünkü orduyu telef olmaktan kurtarır. Kuvvetleri toplamasına yardım eder. Viyana‘da bu iş başarılamamıştır ve tabii stratejik kararların da yenilgide payı bulunmaktadır. [2]

 

II. Viyana Kuşatması ve kahvenin hikayesi [3]

Viyana’da kahve, II. Viyana Kuşatması öncesinde de biliniyordu ama kahvehane kurumu henüz ortada yoktu. Viyana’da kahvehaneler ilk defa II. Viyana Kuşatması’ndan sonra kuruldu. Ayrıca bilinenin aksine Avrupa’da ilk kahvehane Viyana’da değil, Venedik’te kurulmuştu.

Kahvenin Viyana’da II. Viyana Kuşatması öncesinde tanınmasına örnek olarak 1665 senesinde Vasfar Antlaşması’nın birinci senesinde ziyaret maksadıyla Kara Mehmed Paşa başkanlığında bir Osmanlı heyeti Viyana’ya geldiğini gösterebiliriz. Gelen heyette Kara Mehmed Paşa ile beraber Evliya Çelebi de bulunmaktaydı. Onlarca insanın olduğu bu Osmanlı heyetinin içerisinde elbette kahve içilmiş ve elbette Avusturyalılar bunu görmüşlerdi.

Viyana’nın ilk kahvehanesi kuran ise İstanbul doğumlu Johannes Diodato isminde bir Ermeni’dir. Bu zat çok güzel Osmanlı Türkçesi bilen ve Avusturya lehine ajanlık yapmış bir şahıstır.

II. Viyana Kuşatması

Tuna Nehri üzerinde bulunan Petrovaradin Kalesi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Novi Sad, Sırbistan, Temmuz 2013.

1716 senesinde 70 küsür yaşında Petrovaradin Savaşı esnasında bile Avusturya lehine ajanlık yapmaya devam etmiştir.

Viyana kahvesi

Viyana’nın ilk kafesini kuran Johannes Diodato’nun ismini taşıyan ve şehrin IV. bölgesinde bulunan parkın bilgilendirme levhası. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Mayıs 2018.

Hizmetlerinden ötürü 1685-1705 arası 20 yıllık zaman birimini kapsayan sürede geçerli olan özel bir izinle ilk kafeyi açma hakkı kendisine tanınmıştır.

Avusturya UNESCO Komisyonu tarafından 2011 senesinde Avusturya’nın Manevi Kültür Mirası Listesi’ne alınan Viyana’nın kafe kültürü ve bu kültürün Viyana’ya gelişinin II. Viyana Kuşatması ve doyısıyla Türklerle olan bağlarışehrin en tanıdık bilindik bazı tarihi Viyana kafeleri ve bu kafelerde bulabileceğiniz kahve çeşitleri üzerine detaylıca bilgileri Viyana kafeleri başlıklı yazımda bulabilirsiniz.

 

II. Viyana Kuşatması’ndan Viyana’ya kalanlar

Viyana Bozgunu ‘nun sene-i devriyesi bazı çevreler tarafından bir politik enstrüman olarak kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir.

Dünyanın en görkemli bulvarlarından biri olarak bilinen Viyana’nın meşhur Ring Bulvarı üzerinde bulunan Viyana Belediye Binası’nın kilit taşının, II. Viyana Kuşatması‘nın son bulmasının 200. yıl dönümü olan 12 Eylül 1883 tarihinde konmuş olması, bu olaylara sadece bir örnektir. Viyana Kuşatması’nın yıl dönümü münasebetiyle düzenli olarak birçok kutlama düzenlenmiştir [4][5].

Viyana Kuşatması

Viyana Kuşatması – Kahlenberg’te bulunan St. Joseph Kilisesi. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Nisan 2017.

10-13 Eylül 1983’te Viyana’da bulunan Papa II. Jean Paul, II. Viyana Kuşatması’nın 300. yıl dönümünde Kahlenberg’te bulunan Aziz (St.) Joseph Kilisesi’ne bir ziyarette bulunmuştur. Konu hakkında detaylı bilgiye bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

  • https://www.geschichtewiki.wien.gv.at/Papstbesuch

Kilise hakkında detaylı bilgiler ise burada:

  • https://www.geschichtewiki.wien.gv.at/Josefskirche_(19)
II. Viyana Kuşatması

Türkler arasında Yeniçeri heykeli olarak bilinir: Katolik Vaiz Johannes Capistran ve ayakları altında bir Yeniçeri. Fotoğraf: © Muratcan Gümüş, Viyana, Aziz Stefan Katedrali, Mart 2013.

19. yy.’dan itibaren şehrin tamamında İkinci Viyana Kuşatması‘nı hatırlatan heykeller yapılmıştır. Avusturya Bilimler Akademisi’nin Türk Hafızası (=Türkengedächtnis) isimli bir projesi bilimsel çerçevede Viyana Kuşatmalarını konu almaktadır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, Viyana’da 200’den fazla Osmanlı’yı hatırlatan anıt bulunmaktadır [4][5].

 Viyana Şehir Müzesi II. Viyana Kuşatması’nı konu alan ayrı bir bölüme sahiptir. Viyana Askeri Tarih Müzesi‘nde bulunan Türk Savaşları (Türkenkriege) ismindeki sergide birçok değerli parça bulunmakta ve müze müdürünün verdiği bilgilere göre Türkiye dışındaki müzeler içerisinde Türk tarihine ışık tutan en büyük koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır.

Her ne kadar TRT tarafından hazırlanan “Viyana’da Kalan Osmanlı İzleri Neler?” konulu belgeselde, Avusturya‘dan, üzerine basa basa Avustralya diye bahsedilmesinin Türklerin belgeselcilik alanında kalite anlayışlarının bir kanıtı olarak görülebilmesi mümkün olsa da, yine de seyretmek isteyebilirsiniz:

 

Viyana Kuşatması filmi

İtalyan yapımı “Day of the Siege September Eleven 1683” isimli dini içerikli film, II. Viyana Kuşatması esnasında önemli rol oynayan Rahip Marco d’Aviano’nun yaşamını anlatmakta.

http://www.habername.com/haber-viyana-kusatmasi-filmi-vizyona-giriyor-86489.htm

2005 Alman yapımı ‘Der Tag X – 12. September 1683’ isimli belgesel.

 

Kaynakça

[1]  Üstün, Cevat. 1683 Viyana Seferi. 2. baskı (Tıpkıbasım), Türk Tarih Kurumu, Ankara 2010.

[2] Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT):  Osmanlı’ya Dair 5. bölüm. URL: https://www.trtarsiv.com/izle/84169/2-viyna-kusatmasi-ve-sonuclari. Erişim tarihi: 08.09.18.

[3] Viyana’da yaşamak ve Viyana’yı tanımak. Erişim tarihi: 05.08.17.

[4] Türkengedaechtnis. Erişim tarihi: 10.09.2018. URL: https://www.tuerkengedaechtnis.oeaw.ac.at

[5] Der Standard: ÖAW analysiert “Türkengedächtnis von 1683 bis heute”. URL: https://derstandard.at/1378248871381/OeAW-analysiert-Tuerkengedaechtnis-von-1683-bis-heute. Erişim tarihi: 11.09.18.

 

Diğer bağlantılar:

Schlacht am Kahlenberg

https://www.geschichtewiki.wien.gv.at/Zweite_T%C3%BCrkenbelagerung_(1683)

 

II. Viyana Kuşatması sonrası vaftiz edilen Türkler:

  • “Türkentaufen in Wien während des grossen Türkenkrieges 1683-1699”, Jahrbuch des Vereins für Geschichte der Stadt Wien, XXIX, Wien 1973.

 

Sobieski efsanesinin ardındaki gerçekler :

  • https://science.orf.at/v2/stories/2934427/

 

Türkenbelagerung: Ein Evergreen der Angst:

  • https://sciencev2.orf.at/stories/1683778/index.html
 
Kebaptan daha fazlası, Viyana çehresinde Türk izleri:
  • http://immobilien.diepresse.com/home/gebaeude/721297/Mehr-als-Kebap_Tuerkische-Spuren-im-Wiener-Stadtbild?gal=721297&index=5&direct=&_vl_backlink=&popup=
https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1-Kutsal_%C4%B0ttifak_Sava%C5%9Flar%C4%B1
 
 
Viyana Kuşatması konulu video serisi (Türkçe):
  • https://www.youtube.com/watch?v=Wiact_mhnE0
  • https://www.youtube.com/watch?v=5x4P83Bv8i4
  • https://www.youtube.com/watch?v=fwpNKsbhy9o
 

Bu da ilginizi çekebilir

blank

Viyana’dan insan fotoğrafları:

İnsan resimleri Viyana


 

 

Viyana Kuşatması, Muratcan Gümüş, Eylül 2020.

Notice: compact(): Undefined variable: limits in /homepages/10/d906772749/htdocs/muratcangumus/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 853

Notice: compact(): Undefined variable: groupby in /homepages/10/d906772749/htdocs/muratcangumus/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 853

Notice: compact(): Undefined variable: limits in /homepages/10/d906772749/htdocs/muratcangumus/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 853

Notice: compact(): Undefined variable: groupby in /homepages/10/d906772749/htdocs/muratcangumus/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 853

Notice: compact(): Undefined variable: limits in /homepages/10/d906772749/htdocs/muratcangumus/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 853

Notice: compact(): Undefined variable: groupby in /homepages/10/d906772749/htdocs/muratcangumus/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 853

4 Yorum

  1. blank Bora Arasan
  2. blank Hayrettin Güclü
  3. blank Timur Demir

Yorum Yap